31 Temmuz 2013 Çarşamba

Şiirsel Düş(lem)ler



ne büyük bir boşluğu dolduruyor içimde
sana dair özlemsel düşlerim var elbette
ama bilemezsin istesen de.(Hç)


çok geç yazılmış bu hikaye
bana sen geç kalmış sana ben erken
çok geç kazınmış bir kalp bu yaşam ağacına
ağaç devrilmiş ve bu hikaye
daha başlamadan sona ermiş.(Hç)

kapat gözlerini ıssızlığı dinle
yanı başında aşk sana özlemli
uzat ellerini bırak avuçlarıma
aç ruhunun tüm kapılarını güven bana
korkma yaşatır seni varlığım da bir yokluğumda.(Hç)


zaman sorgular aşkı bilirsin
yazmak istemez belki de kalem bizi kağıda
her ne olursa kabulüm ama sakın bir yere kaybolma
varlığın uzaklığına rağmen hep iyi gelecek bana.(Hç)


bir harabenin kalıntıları arasında ne arıyorsun çocuk
aşk burada aranmaz yaşanmaz bilmiyor musun. (Hç)


huzur sende midir ya aşk ya ölesiye bir tutku
ya özlem ya ateşli sevişmeler
tekten ikiye ikiden bizliğe var oluşlar yok oluşlar
aradığım insanlık sende midir teninde midir ruhunda
gözlerinde avuçlarında kalbinde sesinde yüzünde
ve sana dair her şeyde (Hç)

bırak gezinsin ellerim şefkatle okşarcasına saçlarında
ya yüzün avuçlarımın arasında sıcacık gülüşün
yaşam sende midir bu ölüm kokan hayat vadisinde. (Hç)


ölümü kokladım ben
sen ey aşk kokan çocuk
uzatma ellerini bana yanacaksın
açma kapılarını bana bende yok olacaksın.(Hç)


YAŞAM DAĞI




Bir tırmanıştır yaşamak
ve yaşamı anlamak tıpkı tırmandıkça o dağa
ansızın durup geriye baktığında
daha net görmektir o geçmiş tablosunu
ve işte adına yaşam denen hayat dağı ayaklarının altında
ve belli zaman dönemleri de yürüdüğümüz patikaları ile
iyinin doğrunun ve güzelin yaşanması gereken bu uzun yolculukta
o kadar çok kötü yanlış ve çirkinlikler çıkar ki karşımıza
ne zordur kendinde var ettiğini sahiplenmek
ve kendin olarak yola devam etmek
mümkün olduğunca en az hasarla... (Hç)


17 Temmuz 2013 Çarşamba

SAVAŞ ve BARIŞA Dair




    Ya senin amacın neydi bu yaşam koşusunda ,ya  aradıkların ,ararken buldukların...
Yaşamın bizlere sunduğu tüm varlık oyuncaklarına rağmen  her yalnız kalışında sen de yokluğun buzdan yakıcılığını ruhunun derinliklerinde hissettin mi  benim gibi.Benim gibi sen de küfrettin mi aramızda hiç var olmamış adalet terazisine ve hep zulmedenden yana vurulan adalet tokmağına lanetler yağdırdın mı...

   Ölümsüz ama bu öldüresiye kin hangi asırdan kalma mirastır biz insanoğlunun arasında,bu savaşlar,yıkımlar,
kıyımlar,tecavüzler,işkenceler...Ah insanlık ve kanunlarıyla kanunsuzlukları görmezden gelen devlet Ana neredesin? Ölü müsün diri misin?Hala ayrılıklara,aşklara,ihanetlere ağlayanlar var aramızda kör gözleri ile kendilerini gören daima benlik aynalarında.Oysa ki gerçek gözyaşları barışta sokakta,savaşta meydanda ölen öldürülen babasına, kardeşine, eşine ağlayan bir çocuğun gözlerinde yüreğinde kanıyor,coşuyor akıyor...



  Ya senin düşlerin,gülüşlerin...Kimliksiz insan,toprağına ektiğin huzur tohumlarını ne zaman biçeceksin?
Barışa uçan ak güvercinim neredesin? Hangi savaş ürkütüp kaçırdı seni bu vadilerden,hangi çığlıklar kanatlarından vurdu seni ses ver söyle bize yoksa hiç gelmeyecek misin?





Ya senin ellerin nerede çocuk,toprak kokan ellerin.Saçların savrulur rüzgarda bir dağın yamacında hayvanların başında çoban çocuk ,şehirdeki çocuğun selamını getirdim sana...Biz büyüyünce savaşmayalım çocuk,hayvanlar özgür ama beraber nasıl yaşıyorsa biz de beraber ve özgür kardeşçe yaşayalım çocuk ama sevgiyle tutuşsun yüreklerimiz.Gözlerimiz gelecek güzel günler için ışıldasın umutla.Huzurlu topraklarımız olsun üzerinde yürüyeceğimiz,seveceğimiz,sevişeceğimiz topraklarımız olsun çocuk,gel tut elimi,söz ver bana hadi
birlikte ve el ele kardeşçe bu dünyayı biz değiştireceğiz...


H.ÇAYIR
İstanbul-2013