16 Aralık 2013 Pazartesi

Şimdi Sen



Uzan sağ yanıma seyretmek isterim yeniden seni ve özlemle.. Kaç zaman önceydi ne önemi var sen bende ben sende zamanı yitirmiş aşka bulanmışken ne garipti içimde yürüyen o duygular ne güzeldi.
Şimdi sen yeni bir başlangıçta mutlu gibisin üstelik de bensiz..Mutluyum senin adına , hiç sorma kendi adıma mutsuz ve yalnızlık içinde boğulur gibiyim.Kader ne garip şey değil mi bir zaman diliminde aşkı yaşadık seninle dolu dizgin ve delice ..Ama uzaklar insanlar engeldi bize bizi biz olarak sürdürmeye...İzin vermediler, sevmek vardı özlemek istemek ve pek çok şey daha ama ayrılık hemen cebimizdeydi bizimleydi çıkarıp okşadık uçurduk cebimizden ve başladı yollar  yıllar ve ayrılık ayrı ayrı şehirlerde. Şimdi senin adına seviniyorum bir yuva kuruyorsun belli ki seviyorsun ve hatta çocuk da istiyorsun ne mutlu sana ve ona her şey gönlünüzce olsun ,yüreğin gönlünün sevdiğiyle hep beraber ve mutlu olsun, sana son sözüm beni yine de hiç unutma... (Hç)

 

Uzaksın Dünya



Ne kadar uzaksın dünya ne kadar uzağım sana.
Yürekler burkuluyor acıdan kinden kıskançlık ve hasetlikten,
savaşlardan yarışlardan yollardan şehirlerden ülkelerden geçiyor kayboluyor ümitler.
Ne dile ne göze ne yüreğe söz geçiyor, ölüm kol geziyor kötülüğün elinde, iyilerse sessiz ve  susuşlara hapsetmiş kendini. Bir iyiye iyiliğe  muhtaç gönüller ruhlar aç sefil ve yalnız ben gibi sen gibi...(Hç)

 

14 Aralık 2013 Cumartesi

Yoruldum Belki



Yoruldum ,belki de bu ıssızlık fazla ağır  geldi kulağıma ve ben de  ruhumun bir köşesine oturup oradan seyretmeye başladım dünyayı, insanları kısaca hayatı. Güç savaşları arasında yalınayak dolaşan çocuklar vardı, silahların ateşlendiği o gökyüzü altında ağlayan yetişkinler. Kollarını açıp yokluğu kucaklayanlar, bir mezara sarılıp sızlanarak ağlayanlar. Gücün ve paranın esiri, sevgiden habersiz ve inançsız  ne çok insan var ,sahi insan mı bunlar ?... (Hç)
 

25 Ağustos 2013 Pazar

Çağlar Boyunca KADIN


  Çağlar boyunca kadına değersiz bir eşya,neslin devamı için erkeğine ait biyolojik bir tarla,köle ve hizmetçi rolleri yüklendi.Kimi zaman bilimsel bir savı ya da doğruyu savunurken kadına ''cadı'' nitelemesi yakıştırılıp
türlü işkenceler ve katliamlar yapıldı.Bunu da kilise emriyle yaptılar üstelik de...
Oysaki kadın ne bir eşya ne bir köle ne tarla ne de bir cadı idi.O güzelin, güzelliğin ,huzurun ve aşkın büyülü bahçesiydi. Peygamberin dilinde erkeğine emanet edilmiş nazlı bir gelincik çiçeğiydi.Dosttu, kimi zaman bir kardeş kimi zaman anne/baba kimi zaman bir yoldaştı,dinlemediler kıymet bilmediler.

  Sözcüklerin gücünü beyninden alıyordu kadın.İletişimi kuvvetliydi,ayrıntıları irdeler,haksızlığa direnir,sözünü esirgemezdi,bilmek isterdi öğrenmek ,okumak...Okutmadılar kızları davarların peşine verdiler dağlara taşlara.
Tutmadılar ailede ergen olmadan daha el oğluna zorla gelin ettiler,çocuk gelinler...
   Kadın kısmı okuyup da ne olacak diyen adam, evlenip de hanımını hastaneye götürdüğünde kadın hekim sorar oldu hani kız kısmı okuyup ne olacaktı ya ne oldu?...
Sonra takdir edildi,sevildi.Öğretmen oldu,doktor,mühendis ,avukat...Erkeğin bulunduğu her sektörde boy göstermeye başladı üstelik de başarılıydı ,detaycı ve çalışkandı.Ademoğlu bu duruma şaşkındı.

   Her şey olabilmek kadar bir anda hiçbir şey olabiliyordu erkeğin gözünde kadın.Düşüncede ve sözde seste ikna edilmeyen kadın dövülerek sövülerek tekmelenerek hakaret edilerek tecavüz edilerek ve nihayetinde öldürülerek ya da katledilerek sindirildi, susturuldu ,yenildi ,yok edildi.Ne diyeydi bunca kin ve öfke, bu zavallı duruş ,bu tükeniş ademoğlunda.
   Yazık ki erkek ,emanete hıyanet etti, kadınına kızına azap etti çağlar boyunca,yine de sürüp gidiyor bu kin.Hiç mi tükenmez bu şiddet bu öfke ne yapmadık da böyle oldu dünya , ya da nerede hata yaptık biz insanlık?

(Hç). 2013

Şiirsel DÜŞLEMLER


Özlemek mi diyorsun
zehirli bir sarmaşıktır o
öl mü diyorsun bana
öldür mü yoksa
ne ölmek ne öldürmek yok artık çocuk
kaç kez dirilmişim kaç kez geçmişim hayat mezarlarından
sevmek seni yeniden şimdi neden söyle çocuk neden ...(Hç)
 



BİR AŞKIN TUVALİNDE GÖRÜYORUM SENİ

HER FIRÇA DARBESİNDE ÖZLEMLİSİN.(Hç)




GECE DEVRALINCA SAATLERİ GÜN AĞLAMAKLI ÇEKİLİR AYIŞIĞI ARDINA 

SONRA GECE KARANLIĞA SALAR ŞEHİRLER ÜSTÜNE VE ÇIKARIP KOYNUNDAN YILDIZLARI 

TEK TEK SERPER GÖKYÜZÜNE.(Hç) 



BİR SÖNÜK IŞIK IŞITIR BAHÇEMİ 

ODAMDA  KULAĞIMA DOLAN BİR HÜZÜNBAZ ŞARKI

VE İÇİMDE SEN ŞARAP KADEHİ YAKMAZ AMA SEN İÇİMİ YAKIYORSUN

HASRETİNLE ACITIYORSUN TENİMİ.(Hç) 


AŞKI BİLMEYEN ŞEHİRLERE SATTIM YÜREĞİMİ YÜREKSİZCE YOLLARA VURDUM ŞİMDİ KENDİMİ

UZAKTAN ŞEHRİN IŞIKLARI YILDIZLAR KADAR SOĞUK  

GÖNLÜME BİR MELODİ KARIŞIR GECEMİN YANIK KARA TENİNE 

BUĞULU SESİ DEĞİYOR TİTREYEREK İÇİME VE YAKARAK İLERLİYOR GÖNLÜME

AŞKIN SÖZLERİ GECEDEN DELERKEN SESSİZLİĞİ 

BİR İNCE SIZI BAŞLAR GÖNÜLLERDE TAKILIP KALIR GEÇMİŞ 

YAZIK YİTİK SİLİK BİR HAYATIN AĞLARINA.(Hç) 





VE GECEDE  PARLADI AY YILDIZLAR SÖNÜK KALDI NİHAYET 

YAKICI BİR GÜZELLİKTİ BU KÖR OLDU KARANLIĞIN GÖZLERİ 

VE GECEDE SAKLI SEN GECEYLE GELDİN ŞEHRİME NİHAYET 

SIYRILIP KARANLIĞIN ELLERİNDEN DÜŞTÜN YÜREĞİME.


VE GECEDE SENSİZ BİR BEN AĞLAYAN

 SÖZCÜKLERİN KUCAĞINDA SAPSARI BİR BENİZ


CAM KIRIKLARI İÇİMİ  ACITIYOR 

ÇARESİZLİK BOĞUYOR ŞİMDİ 

NEFESLERİM SAYILI SEN KAÇINCIDASIN... (Hç) 





NEYİ ÖZLEDİĞİMİ BİLMİYORUM 

YA DA NEDEN KENDİMİ KAYIP HİSETTİĞİMİ…

MEKANLAR KAYIP GİDİYOR AYAKLARIMIN ALTINDAN 

HİÇ BİR YERE KENDİMİ SABİTLEYEMİYORUM 

BİR YERE AİTLİK HİSSİM YOK KENDİMİ DE DÜŞÜNCELERİMLE BİRLİKTE KAYBEDİYORUM.(Hç) 




YAĞMURUN KOKUSUNU DUYUYORUM

UZANIP TUTUYORUM ELLERİNDEN ŞEHRİMİN ÜZERİNE GETİRİYORUM

HADİ DÜŞ DİYORUM DÜŞLERİMİN ÜZERİNDEN GECEME DÜŞ SAĞANAK HALİNDE.(Hç) 





BİR HASTANENİN KALABALIK KORİDORLARINDA

KENDİ RUHUMU ARIYORUM

İNSANLAR GELİP GEÇİYOR BEDENİMİN YANINDAN 

SUSUYORUM KONUŞMUYORUM…

BİR  KORİDORLARINDA

KENDİ BENLİĞİMİ ARIYORUM BİRAZ HASTA BİRAZ YORGUN 

ANLAŞILMAZLIĞIMLA SAVAŞIYORUM…

BİR HASTANENİN YAŞAM VE ÖLÜM KOKAN KORİDORLARINDA 

HİÇ KİMSENİN ÇÖZEMEDİĞİ O DENKLEMİ ÇÖZMEYE ÇALIŞIYORUM 

İÇİMDE ÖRDÜĞÜM O DUVARLARA ÇARPA ÇARPA KENDİMİ ATOMLARIMA PARÇALIYORUM…(Hç) 



ŞİMDİ GEÇEN ZAMAN KADAR ÖMRÜMDEN BİRİKTİRDİM ACIYA DAİR HER ŞEYİ
VE TOPLAYIP TÜM ANTİDOTLARI
İMHA ETTİM ACIDAN VAZGEÇMEDİM İNATLA
ACIYI HEP SEVDİM…
(Hç) 


YOLLARI DÜĞÜMLEDİM BİR BİR
HİÇBİR YERE VARSIN İSTEMEDİM
YOKUŞA SÜRDÜM OLURLARI
OLMAZLARA DEĞSİN İSTEDİM…



İÇİNDE SEVGİ YERİNE
NEFRETLER BÜYÜTTÜĞÜN İÇİN
ŞİMDİ BEN DE AYNEN ÖYLEYİM
SONSUZ SEVGİME HÜKMEDEN
SONSUZ BİR NEFRET SAHİBİYİM.(Hç) 


soyunup kederlerimden çırılçıplak
sularına girip aşkla yıkanmak
aşkı yeniden yaşamak istiyorum
seninle...
(Hç) 



VERİN BANA ÖZGÜRLÜĞÜMÜ!...
RUHUM ESARETTEN KURTULSUN
BEDENİM TOPRAKTA HUZUR BULSUN
RUHUM SONSUZLUKTA
VERİN BANA ÖZGÜRLÜĞÜMÜ!...(Hç) 


kayıp bir ruhla
tek elle tutunuyorsun hayata
ümitlerini yitirmiş
çarelerini tüketmiş
histerik bir nöbet gibi
uyanıyorsun her sabaha
kapılar kapanmış sertçe
ve bir bir o ağlamaklı yüzüne
dar gelmiş o kırılgan çocuk yüreğine
zor adam bedenin...
(Hç) 




şimdi dün gibi
dünde aşk yeni gibi
aşkta sen hala içimde gibi
sarılıyor yalnızlığım yalnızlığına.
(Hç) 



şimdi dün olsa zaman
düş olsa mekan
sen olsan ben olsam
yine de dönmez aşk geri.
(Hç) 



o kadar ürkek ki yüreğin
yaklaşmaya korkuyorsun
derin yaraların var
sarmak yerine ey dost
üzerine tuz basıyorsun
izin ver uzansın elllerim
sarsın tüm yaralarını
izin ver  ey dost
iyileştirsin ruhum
ruhunun surlarında açılmış
o koca gedikleri...
(Hç) 


Aşkımı al
Ve benim olanı
Ver artık bana!...(Hç) 


kayıp bir adanın yitik bir gecesinden
dökülüverirken dizelerim
biraz mutlu biraz şaşkın
yaşamın ve kaderin çizdiği
ömür resmimi seyrediyorum.
(Hç) 



Gel aşkla sevgiyle huzurla gel
Gel yok olalım varlıktan
Doğalım yeniden aşkla aşka


Gel karışalım birbirimize aşkla
Gel yol al varlıktan yokluğa
Candan öte aşkla gel ey sevgili
Aşktan öte Yaradan’a.(Hç) 





satmak hüzünleri
bir çuval neşeye
ve açıp umudun kanatlarını
uçmak sana
hasert dağının yamaçlarından
özgürce(Hç) 






dudaklarımda
eski bir ayrılık şarkısı var
bir de elimde
rüzgara karşı tüttürdüğüm sigaram
yanımda en sevdiğim herşeyim
yazık ki gitmekten bahsediyor(Hç) 




duraksayan bir saat
tutulma anı ayla güneşin
karanlıkla aydınlığın savaşı
yoklukla varlığın dansı
acının nasır tutmuş ellerinden
dökülüveren  yıldızcıklar göğe
ve sevinç...
ve ümit...
ve herşey...
ve hiçbirşey...(Hç) 




ruhumun çarmıhından
göğe yükselen mesih
bir zaman varlıktın aşka dair sen
çok zaman yokluk
ne zaman neden gittin
tüm insanlığın kalbiydi yüreğim
sana dair ümitler besleyendim ben
ne için nereye gittin
bırakıp avuçlarımda yalnızlığı sen
içimde sonsuz girdaplarla
kendimi sensizlik düşlerine hapsettim ben(Hç) 





özlemsel düşler...in.(im)...
büyüyor kaplıyor yeryüzümü
birileri SEN bensin, O da bu diyor
birileri bilmiyor mu ki
aynı yeryüzünün çocuklarıyız biz
aynı yokluğun kuru ekmeğinin
koparılmış iki ucuyuz biz...
özlemsel düşler...in.(im)...
sarıyor yakıyor benliğimi
birileri SEN beyazsın,O siyah diyor
birileri bilmiyor mu ki
aynı aşkın tohumlarıyız farklı rahimlerde
aynı acının torunlarıyız
savaşta barışta yoklukta varlıkta
aynı aşkla aynı tutkuyla seven sevişen
aynı gökyüzünün sevgilileriydik biz
özlemsel düşler...in.(im)...
senden bana benden sana
dökülerek akarak çağlıyor sonsuzluğa...(Hç) 




yalnızlıktan sana çoğalmak
kalabalıktan sana azalmak
sunağına bir tas kan bırakmak
özleminle ölmeden az önce...(Hç) 




eski mistik bir kentin
kayıp coğrafyasında
tel tel kara saçların uçuşuyor
uzanıp tutsam okşasam...
tepeden
alabildiğine düzlüğe uzanan
evler sokaklar kayıp düşler gülüşler
bakışların suskun dalgın kırgın
çekip alsam seni senden şehrinden
doğursam seni yeniden
o kayıp mavi düşe
özlemle aşkla şefkatle sevgiyle...(Hç) 


korkusuzluğun ellerine tutun
uçur yalnızlık güvercinlerini özgürlüğe
saçmaları değer hayatın tenine ruhundan ötelere
uzak dur bakma hayatın can yakan yüzüne
ve bir umut besle bana dair içinde
sonsuzluğun ruhunun tenine değdiği


o büyülü yerde..(Hç) 







Gerçekleri soyunalım hadi,
Düşler Ülkesi'ne gidebilmek için.
Çırılçıplak doğalım aşkın,sevginin,huzurun,insanlığın
ve mutluluğun tuvallerinde yeniden...
ve masmavi...
Gökkuşağının tüm renklerinde mavileşelim düşlere...
Düşler Ülkesi'nde...Hiçbir yasak,hiçbir yanlış,hiçbir ayırım yok!...
Düşmelerin olmadığı koşmalar çocukların şen şakrak seslerinde.
Toprağa da bulanan,çamura da,boyalara da...
Ellerinde umuttan uçurtmalar...Maviye uçuşan ipler...
Gerçeklerin gri yokluğundan,düşlerdeki mavi varlığa yolculuk..(Hç) 




DİKENLİ TELLER ÇEKİYORUM HER GÜN
YÜREĞİMİN ETRAFINA
NE ZAMAN BİR SEVDA YANAŞSA YÜREĞİME
KORKUYORUM
DİKENLİ TELLERİN  ARDINDAN BAKIP
SESSİZCE AĞLIYORUM...(Hç) 





KELİMELERİ ÖZGÜR BIRAK
BİRAZ BENCİL OL BİRAZ KÜSTAH
GÖZYAŞLARINI ÖZGÜR BIRAK
BİRAZ AĞLA BİRAZ KAHROL
BİRAZ KENDİ CANINI KENDİN  ACIT 
KENDİN YAK.(Hç) 


Özlemek mi diyorsun
zehirli bir sarmaşıktır o
öl mü diyorsun bana öldür mü yoksa
ne ölmek ne öldürmek yok artık çocuk
kaç kez dirilmişim kaç kez geçmişim hayat mezarlarından
sevmek seni yeniden şimdi neden söyle çocuk neden ...(Hç)
 


**********************************************************
Dip not=>>
ŞİİRlerin her hakkı saklıdır. (Hç)
Kaynak belirtilerek alıntı yapılabilir.











31 Temmuz 2013 Çarşamba

Şiirsel Düş(lem)ler



ne büyük bir boşluğu dolduruyor içimde
sana dair özlemsel düşlerim var elbette
ama bilemezsin istesen de.(Hç)


çok geç yazılmış bu hikaye
bana sen geç kalmış sana ben erken
çok geç kazınmış bir kalp bu yaşam ağacına
ağaç devrilmiş ve bu hikaye
daha başlamadan sona ermiş.(Hç)

kapat gözlerini ıssızlığı dinle
yanı başında aşk sana özlemli
uzat ellerini bırak avuçlarıma
aç ruhunun tüm kapılarını güven bana
korkma yaşatır seni varlığım da bir yokluğumda.(Hç)


zaman sorgular aşkı bilirsin
yazmak istemez belki de kalem bizi kağıda
her ne olursa kabulüm ama sakın bir yere kaybolma
varlığın uzaklığına rağmen hep iyi gelecek bana.(Hç)


bir harabenin kalıntıları arasında ne arıyorsun çocuk
aşk burada aranmaz yaşanmaz bilmiyor musun. (Hç)


huzur sende midir ya aşk ya ölesiye bir tutku
ya özlem ya ateşli sevişmeler
tekten ikiye ikiden bizliğe var oluşlar yok oluşlar
aradığım insanlık sende midir teninde midir ruhunda
gözlerinde avuçlarında kalbinde sesinde yüzünde
ve sana dair her şeyde (Hç)

bırak gezinsin ellerim şefkatle okşarcasına saçlarında
ya yüzün avuçlarımın arasında sıcacık gülüşün
yaşam sende midir bu ölüm kokan hayat vadisinde. (Hç)


ölümü kokladım ben
sen ey aşk kokan çocuk
uzatma ellerini bana yanacaksın
açma kapılarını bana bende yok olacaksın.(Hç)


YAŞAM DAĞI




Bir tırmanıştır yaşamak
ve yaşamı anlamak tıpkı tırmandıkça o dağa
ansızın durup geriye baktığında
daha net görmektir o geçmiş tablosunu
ve işte adına yaşam denen hayat dağı ayaklarının altında
ve belli zaman dönemleri de yürüdüğümüz patikaları ile
iyinin doğrunun ve güzelin yaşanması gereken bu uzun yolculukta
o kadar çok kötü yanlış ve çirkinlikler çıkar ki karşımıza
ne zordur kendinde var ettiğini sahiplenmek
ve kendin olarak yola devam etmek
mümkün olduğunca en az hasarla... (Hç)


17 Temmuz 2013 Çarşamba

SAVAŞ ve BARIŞA Dair




    Ya senin amacın neydi bu yaşam koşusunda ,ya  aradıkların ,ararken buldukların...
Yaşamın bizlere sunduğu tüm varlık oyuncaklarına rağmen  her yalnız kalışında sen de yokluğun buzdan yakıcılığını ruhunun derinliklerinde hissettin mi  benim gibi.Benim gibi sen de küfrettin mi aramızda hiç var olmamış adalet terazisine ve hep zulmedenden yana vurulan adalet tokmağına lanetler yağdırdın mı...

   Ölümsüz ama bu öldüresiye kin hangi asırdan kalma mirastır biz insanoğlunun arasında,bu savaşlar,yıkımlar,
kıyımlar,tecavüzler,işkenceler...Ah insanlık ve kanunlarıyla kanunsuzlukları görmezden gelen devlet Ana neredesin? Ölü müsün diri misin?Hala ayrılıklara,aşklara,ihanetlere ağlayanlar var aramızda kör gözleri ile kendilerini gören daima benlik aynalarında.Oysa ki gerçek gözyaşları barışta sokakta,savaşta meydanda ölen öldürülen babasına, kardeşine, eşine ağlayan bir çocuğun gözlerinde yüreğinde kanıyor,coşuyor akıyor...



  Ya senin düşlerin,gülüşlerin...Kimliksiz insan,toprağına ektiğin huzur tohumlarını ne zaman biçeceksin?
Barışa uçan ak güvercinim neredesin? Hangi savaş ürkütüp kaçırdı seni bu vadilerden,hangi çığlıklar kanatlarından vurdu seni ses ver söyle bize yoksa hiç gelmeyecek misin?





Ya senin ellerin nerede çocuk,toprak kokan ellerin.Saçların savrulur rüzgarda bir dağın yamacında hayvanların başında çoban çocuk ,şehirdeki çocuğun selamını getirdim sana...Biz büyüyünce savaşmayalım çocuk,hayvanlar özgür ama beraber nasıl yaşıyorsa biz de beraber ve özgür kardeşçe yaşayalım çocuk ama sevgiyle tutuşsun yüreklerimiz.Gözlerimiz gelecek güzel günler için ışıldasın umutla.Huzurlu topraklarımız olsun üzerinde yürüyeceğimiz,seveceğimiz,sevişeceğimiz topraklarımız olsun çocuk,gel tut elimi,söz ver bana hadi
birlikte ve el ele kardeşçe bu dünyayı biz değiştireceğiz...


H.ÇAYIR
İstanbul-2013